Uzun bir aradan sonra. Yeniden tarih yazınına konsantre olabildiğim bir askeri tarih temalı biyografik pasaj. Alanımız elbette ki favorimiz. Büyük Harp! Öznemiz ise Sırp Mareşal Radomir Putnik...
Radomir Putnik, 1847-1917 yılları arasında yaşamış, Sırp Ordusu'nun Birinci Dünya Savaşı esnasındaki başkumandanı.
Sırbistan'ın Avusturya-Macaristan tarafından Alman ve Bulgar yardımı olmaksızın 1915 sonuna dek alt edilemeyişinin nedenlerinden birisi.
Sırplar'ın büyük mareşali 93 harbi esnasında osmanlı'ya karşı savaşmış, kariyerinin ilerleyen safhalarında her iki balkan savaşı'nda * da sırp ordusunu askeri anlamda başarı ile kumanda etmiştir.
Oskar Potiorek(Tarih sahnesinde bir başka yazının öznesidir) kumandasında gelen Avusturya-Macaristan ordularının taarruzlarını, sayısal dezavantaja rağmen(220.000 askere karşı 170.000 asker), savunma tarafında olmanın verdiği artıların da yardımıyla, 1915 Aralık ayına kadar birden fazla kere durdurmuş, sağlanan erken ilerlemeyi geriye itmiştir.
Statüko 1915 sonunda, Almanya'nın, "eeeh yettiniz bee" diyerek mide bulandıran küçük sinek haline gelmiş olan sırbistan'ı temizlemeye karar verip August von Mackensen komutasında takviye kuvvet göndermesi ve de Bulgaristan'ın belin arkasından sırbistan'ın omurlarına bıçağı sokuvermesi sonucu iki ateş arasında Sırplar'ın mağlubiyetiyle sonuçlanırken, yenilmiş olan Sırp ordusu tam mevcut Arnavutluk yönüne doğru ilerlemeye çıkmış, kışın ortasında sayısı on binlerle ölçülen sayıda ölümle sonuçlanan dağların arasından gerçekleştirilen bu uzun yürüyüşte Putnik de ordusuyla beraber kalmıştır ve çeşitli zatürre vb. hastalıklar geçirerek, bir sene kadar sonra, zaten önceden bozuk olan sağlık durumu ölümüne yol açmıştır.
Bu esnada eklemek gerekir ki, Sırp Ordusu bu süre içinde Korfu Adası'nda yeniden örgütlenecek ve Yunanistan'ın harbe katılmasıyla Selanik cephesinde görev alacaktır.
Mareşal'in büyük savaş başladığı esnada Avusturya-Macaristan toprakları dahilinde termal fizik tedavisi görüyor olması ve savaş başladıktan sonra Sırbistan'a serbestçe dönebilmesi de enteresan bir detaydır. düşünün ki 1 numaralı düşmanınızın en yetenekli,kıdemli ve rütbeli kumandanı topraklarınızda ve siz onun ülkesine elini kolunu sallaya sallaya dönüp size karşı harp idaresini eline almasına ses etmiyorsunuz. Belki de o dönem ne sebepten çıkmış olursa olsun harbin de bir edebi adabı varmış, eh?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder