Malumunuz yazın neşe kaynağımız olan turnuva bitti.Hakikaten de pozitif ve hücuma yönelik, bol paslı, bol varyasyonlu, yetenekleri öne çıkaran, göze hoş gelen futbolun üst düzey olduğu ve kazandığı, 2004 Grek ekolünü takip etmekte direnen bir kısım adi takımın ve Catenaccio'cuların defansif adetlere gün be gün daha çok bürünen Fransa'nın yıkık dökük ayrıldığı turnuvanın en iyi oyuncusu Xavi seçildi. Turnuvanın en iyi 23'ü ise UEFA tarafından, gruplarda elenen takımlar dikkate alınmayarak şu şekilde belirlendi:
Kaleci: Gianluigi BUFFON, Iker CASILLAS, Edwin VAN DER SAR
Savunma: José BOSINGWA, Philipp LAHM, Carlos MARCHENA, PEPE, Carles PUYOL, Yury ZHIRKOV
Orta Saha: Hamit ALTINTOP, Luka MODRIC, Marcos SENNA, XAVI, Konstantin ZYRYANOV, Michael BALLACK, Cesc FABREGAS, Andrés INIESTA, Lukas PODOLSKI, Wesley SNEIJDER
Forvet:Andrey ARSHAVIN, Roman PAVLYUCHENKO, Fernando TORRES, David VILLA
UEFA kanımca yine kısmen doğru bir liste yaparken, bazı açılardan da popülist yaklaşım belirlemiş. Fabregas mesela o listede olmak için ne yaptı? Daha hak eden futbolcular vardı sanki. Ramos'un olmaması tam facia. İlla Hırvat koyacaksanız Modric'in yerine Corluka giderdi.
Turnuvanın her maçını izleyen bir futbolsever olarak benim 11'im, hatta 23'üm şu şekildedir (Diğer blogcularla, futbolseverlerle epey örtüşmekte, zira aklın yolu bir):
Altın 11: Van Der Sar - Zhirkov, Puyol, Chiellini, Sergio Ramos- Senna, Xavi, Sneijder, Schweinsteiger - David Villa, Pavlyuchenko
Pavlyuchenko, her ne kadar zaman zaman fena kazmalaşsa da burada olmayı, maç boyu azmiyle, rakip defansları zorlamasıyla, her yönden müthiş şutlar çekebilmesiyle burada olmayı hak ediyor. Van Der Sar, yaptığı kritik kurtarışlarla, diğerlerine nazaran burada olmayı daha çok hak ediyor.. Chiellini, ilk maçtaki İtalyan defans sanatı faciasından sonra canavar gibi oynadı. Sergio Ramos, sağdan bindirmeleriyle olsun, muhteşem kademesiyle olsun en önde. Senna'yı anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Zaten Avrupa'da bir yıldız statüsünde olan Sneijder için ise efsaneleşme turnuvası oldu, ama erken bitti. Schweinsteiger kırmızı kartını ise nakavt turları performansıyla gani gani affettirdi, ancak ilk iki maç kayıpları oynamasaydı o da herhangi 11'in garanti adamıydı. Almanya'nın yıldız eksiği diyin durun daha. Arshavin'i ise buraya koyamayacağım. Tek maçla kral olunsaydı belki. Hollanda maçındaki muazzam performansı tartışılmaz ama yarı finalde bitikti ve ilk iki maçta oynamadı bile.
Altın 23'üm de şu şekildedir:
Kale : Edwin Van Der Sar, Gianluigi Buffon, Igor Akinfeev
Defans: Yury Zhirkov, Carles Puyol, Giorgio Chiellini, Sergio Ramos, Vedran Corluka, Giovanni Van Bronckhorst
Orta Saha: Xavi, Bastian Schweinsteiger, Andres Iniesta, David Silva, Marcos Senna, Wesley Sneijder, Hamit Altıntop, Arda Turan, Konstantin Zyryanov, Lukas Podolski
Forvet: Roman Pavlyuchenko, David Villa, Martin Harnik, Semih Şentürk
Kimi -zaten üst düzey olan- kalecilerin üstün performans gösterdiği bir turnuva oldu. Kimininse diplere vurduğu. Yukardaki 23'e koymadığım Iker Casillas'ı diğerlerine oranla fazla rahat bir turnuva geçirdiği için oraya layık göremedim. Yoksa kesinlikle başarılıydı. Bunun yanısıra grup maçlarında Polonya'nın Celtic'te oynayan kalecisi Artur Boruc'un, hele hele Avusturya maçındaki performansını gözardı etmemek gerek. Bunun yanında Volkan-Rüştü ikilimizin ve Petr Cech'in, yani A grubu kalecilerinin diplerde gezindiği bir turnuva oldu.
Bazı isimler özellikle çok çalıştı ve iyi işler yaptılar. Özellikle Zyryanov Rusya'da çalışkan ve üretken futboluyla çok iş yaptı. Ömer Üründül'ün de "bu çocuğa oynayın" diye yanıp bittiği Werder Bremen'in Avusturyalısı Martin Harnik sağ kanatın ileri ucunda teknik kapasitesiyle ve çabasıyla rakip kalelere gol atamasa da epey bir bela oldu rakip defanslara. Arda, yetenekleriyle genç bir lider ve ateşleyici hüviyetindeydi.
Dikkatlerden bir nebze kaçmış olan en önemli isimlerden birisi de Vedran Corluka. Manchester City'de oynayan bu müthiş savunma oyuncusu, hem sağda hem merkezde oynuyor ve hem defansif, hem ofansif güçleri yüksek bir oyuncu.
Hollanda'nın hikayesi ise en büyük hayal kırıklığı. Son yıllarda Arjantin-İspanya-Hollanda üçlüsünün turnuva hayal kırıklıkları perdesinde İspanya sonunda mutlu sona ulaşırken Hollanda en şaşırtan bir şekilde elendi. Hele o grup maçlarından sonra. Van Bronckhorst, Van Der Sar ve Sneijder sivrilen isimler. Grup maçlarında aksamayan Hollanda defansının kilitlerini Rusya açtı..Van Bronckhorst ise grup maçlarının iyilerindendi ve çizgiden gollük top çıkardıktan sonra 75 metre depar atıp gol asisti yaptığı pozisyon uzun yıllar hatırlanacak...
Bir diğer hazin vaka ise Portekiz'di. Ronaldo ve Simao Deco'ya iştirak edemeyince, önde de bitirici bir isim olmayınca, defans da yitip gidince Portekiz muvaffak olamadı çeyrek finalde. Bosingwa, 2006'ya göre epey kötü oynayan ve ofansif olarak hala iyiyken defansif yönleri gün be gün zayıflar görünen Lahm'a bindirip durduysa da olmadı.
Hayırlı olsun vatana millete aleme..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder