Güneşin Zaptı Yakın

Transandantal Dervişler Ocağı'na hoşgeldiniz!
Ekmeğinizi, suyunuzu alın.!
Ve dönmeye başlayın...

Ocağın Temel Kelamı

"Hayat, koordinatları belli olmayan bir alan üzerinde kopartılan patırtıdır; evren ise sara hastalığına tutulmuş geometri..." Cioran

4 Temmuz 2008 Cuma

" Non Pasaran ! "



Yukarıdaki resimde görmüş olduğunuz şehir ve çevresi, insanoğlunun kan tarlasıdır. Verdun'dan bahsediyoruz. Günümüzde Fransa'nın doğusunda ufak bir şehir. 1916 yılında, yine Fransa'nın doğusunda, Alsace-Lorraine'in Alman egemenliğinde olduğu dönemde Alman sınırına yakın 600.000 kişinin mezarı, 1 milyondan fazla adamın vücüdunda kalıcı yaralar bırakan, ve daha kat be kat fazla milyonların belleğinde ise ağır hasarlar bırakan yer.

İnsanoğlunun vahşileştiği ahir zamanların en vahşi görüntüsü. Başka hiçbir tekil savaş alanında, böylesine bir kıyım, iki grup insanın birbirini kestiği bir dehşet tablosu yaşanmadı. Kelimeler hafif kalacaktır bu cehennemi anlatabilmek için, zira "insani" değerler olarak adlandırılan ancak sadece "ideal insan"ı yansıtan değerlerin tuzla buz olduğu yerdir Verdun.

Günlerle hesap edilemeyecek kadar uzun süre boyunca susmaksızın gürleyen 600 küsür Alman ağır topçusu, şehrin içinde top ateşinde ve sıcak savaşta peynir ekmek gibi tükenen Fransız ihtiyat taburları, şehre bir daha dönmemecesine oluk oluk akan Alman tugayları ile 1 yıl süren bir katliam tablosu.

"NON PASARAN !" ise Verdun'a dair, "Geçit Yok!" anlamlı, kiminin Yüzüklerin Efendisi'nde grup Moria'da Balrog'a yakalanınca Gandalf'tan, kiminin de "Çanakkale Geçilmez"'den benzerlerini duymuş olduğu Fransız kahramanlık öykülerinin bir parçası savaş sloganıdır. Gerçekten de onca yığınağa, o güne dek tarihin gördüğü en korkutucu saldırılara rağmen Verdun geçilemedi. Ölenin yerine yenisi konuldu. Ve sonunda Verdun tarihçilerce, siper savaşının yarattığı kasaplık faaliyetinin en hazin örneği olarak sunuldu.

Verdun'un muzaffer komutanının hikayesi ise ayrı bir ironi konusudur. Bu hikayeyi yarına saklayacağım.

Hiç yorum yok: