Güneşin Zaptı Yakın

Transandantal Dervişler Ocağı'na hoşgeldiniz!
Ekmeğinizi, suyunuzu alın.!
Ve dönmeye başlayın...

Ocağın Temel Kelamı

"Hayat, koordinatları belli olmayan bir alan üzerinde kopartılan patırtıdır; evren ise sara hastalığına tutulmuş geometri..." Cioran

29 Nisan 2010 Perşembe

Kanama # 1 : Planlama - 1



Kanama...Bitmeyen Problemler(imiz) hakkında yeni bir seri.

Şu anki "plan" doğrultusunda

No : 1 --- Planlama

ile başlayacak,

No : 2 --- Denetim

ile sürdüreceğiz...




Planlama - 1

Türkiye'nin, ve bunun yanında toplumsal,ruhani,fiziksel,siyasal ve mental olarak bir takım şeyleri tam olarak oturtamamış bireylerin, ve dolayısıyla toplum, halk/millet ve devletlerin aksadığı en önemli noktalardan birisi, hatta belki de en önemlisi planlamadır.

Bitmeyen bir kanama, yok olmak bilmeyen bir atalet, ortaya çıkarılan ve meydana getirilenlerde verimsizlik ve temel eksiklikler, hatalar, kimi zaman kötü niyetli unsurlar, sonsuz görünen bir karmaşa sözkonusudur bu yığınlarda.

Bu aşamada planlamayı bir kaç bölüme ayırmak gerekmekte. En önemli kara delik, kamu hizmetlerini sağlayan kurum olduğu için devlette ise de, ya da devlet organizasyonunun büyüklüğü ve içindekilerin bize yansıma/akis ölçüsü nedeniyle bizi daha çok ilgilendirse de, planlama alanındaki kıtlık özel sektörler içinde de mevcuttur. Örneğin Türk özel sektörünün, büyüğünden küçüğüne her tür şirket veya ticari işletmenin kurumsallaşmayı ve markalaşmayı doğru dürüst becerememesinin altında da bir ölçüde bu sıkıntı yatmaktadır. Hatta bu sıkıntıyı sadece örgütsel, organizasyonel boyuta indirgemek yetersiz kalacaktır. Bunun toplumdan bireye değil, birey bazında yaygınlık nedeniyle topluma yayıldığının bilincinde olunması gereği de kritik bir noktadır. Bireysel / ailevi / topluluksal ölçüde benzer sıkıntılar yukarıda söylediğimiz insan gruplarının direkt olarak hayatlarının içinde.

Planlamanın başarılamamasının altındaki yatan faktörler ve planlama alanları ayrı ayrı irdelenmelidir. Zannımca şu şekilde bir ayrıma gidilebilir.

1- Alan Planlaması : Şehirler, kasabalar, köyler... Bununla da sınırlı değil, ormanlar, milli parklar, anıtlar, ören yerleri ve turistik bölgeler, dağlar, ve hatta odalar, metrekareler, veyahut da panolar, duvar parçaları... Alan olarak tezahür edebilecek her türlü hacimsel birimin maksimum fayda ile alana zarar vermeksizin ve alanı ihya edebilecek şekilde, fazlalık ve lüzumsuzluktan kaçınarak, objektif olarak duyuları rahatsız etmeyecek ve hoşa gidecek biçimlerde kullanımı...

2- Mali Planlama: Maliyet dökümleri. Girdi-çıktı hesapları. Detaylı bir hesaplama ve etkin bir varsayım ile meydana getirilmek istenen şeyin risk ve insan faktörleri de göz önünde tutularak minimal-ortalama-maksimal skalada emek, çaba ve parasal anlamda tutarı ve bunun mantığının bireylerde de oturtulabilmesi. Ne ceplerde akrep beslemek, ne de bol miktarda yağı oraya buraya sürmek. Ortaya çıkarılacak olanın verimi, getirileri ve götürüleri, detayların en ince parçasına kadar düşünülerek gözden kaçırılmaması.



3- Kurumsal Planlama: İcra edilmek istenenin en doğru ve düzgün bir şekilde başarılması için geliştirilecek ve kurulacak olan sistematik. Gerek yetkisel ve operasyonel gerekse insani sınırların ve gerçekten uygulanacak olan, havada kalmayacak temel prensiplerin efektif bir şekilde belirlenmesi ve nihai olarak herkesin işini meyve veren bir birlikte çalışma ile,doğru,dürüst ve layıkıyla yapması için gereken düzenlemelerin ve yapıların oluşturulması. Bununla birlikte pratikte işe yarayacak olanın en dikkatli biçimde ortaya çıkarılması, katı standardizasyonlarla veya var olan modellerle yetinilmeyip, en uygun çözümlere, kalıplara takılmaksızın, fakat yüksekten de uçmaksızın ulaşılabilmesi.

4- Meydana Getirilecek Olanın Planlaması: Ortaya çıkarılmak, icra edilmek, meydana getirilmek istenen maddi veya manevi değerin amaçladığı etki, varlığının doğru yerde olması, genel olarak getirilerinin, götürülerini aşması; götürülerinin geri döndürülemeyecek zararlara yol açacak derecede büyük ölçekte olmaması, getirilerininse rasyonel bir bakış açısıyla tamamen farazi ve varsayımsal getiriler değil, somut anlamda getiri niteliği taşıması. Meydana getirilecek olanın faydalı olması dışında mevcut imkanlar dahilinde olanca bir fonksiyonellik, pratiklik, estetik taşıyabilmesi, faydalarının saman alevi niteliğinde kalmasındansa uzun vadeye yayılabilmesi. Nitelik gereği önceki durumdan bir fark yaratabiliyor olması.


Bütün bunların teferruatlı analizine, sebep ve sonuçlarına girecek olduğumuzda ise bambaşka noktalar ortaya çıkıyor. Onlara da ikinci yazımızda değineceğiz.

28 Nisan 2010 Çarşamba

Aşağı Türleşme Devri?


"Yaptıklarıma pişman mıyım? Sanmıyorum. Şunu çok iyi biliyorum ki, bağlandığım davanın işlemediği kanıtlandı. Belki de onu seçmemeliydim. Fakat öte yandan, eğer insanların daha iyi bir dünyaya ilişkin herhangi bir idealleri yoksa, bu bir şeyleri yitirmiş oldukları anlamına gelir. Eğer erkekler ve kadınlar için tek ideal maddi değerler elde etmek suretiyle kişisel mutluluk peşinde koşmaksa, insanoğlu bu durumda bir aşağı tür olmanın ötesine geçemez."

Eric Hobsbawm

Not: Ekşisözlük'ten loser name'e teşekkürlerimle

22 Nisan 2010 Perşembe

Kim Ölür?


Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı,
Görmek istemekten kaçınanlar,
Yavaş yavaş ölürler.

Pablo Neruda