Güneşin Zaptı Yakın

Transandantal Dervişler Ocağı'na hoşgeldiniz!
Ekmeğinizi, suyunuzu alın.!
Ve dönmeye başlayın...

Ocağın Temel Kelamı

"Hayat, koordinatları belli olmayan bir alan üzerinde kopartılan patırtıdır; evren ise sara hastalığına tutulmuş geometri..." Cioran

25 Nisan 2013 Perşembe

Olay Kaynağı Haline Gelme İsteği / L'envie de devenir source d'événements

"Bir inanç tarafından ele geçirilip onu ötekilere iletmeye çalışmayan insan, selamet saplantısının hayatı soluksuz bıraktığı bir yer olan yeryüzüne yabancı bir olaydır. Etrafınıza bakın: Her tarafta vaaz veren solucanlar; her kurum bir misyonu dile getirir; tapınaklar gibi belediyelerin de mutlakları vardır; yönetimin ise yönetmelikleri - maymunların kullanımına yönelik metafizik...Hepsi de bütün insanların yaşamına çare bulmaya çabalar: Dilenciler ve şifasız hastalar bile buna can atarlar: Dünya kaldırımları ve hastaneler reformcularla dolup taşar. Olay kaynağı haline gelme isteği, her birinin üzerine zihinsel bir karışıklık, ya da kişinin kendi istediği bir lanet gibi etki eder. Toplum - bir kurtarıcılar cehennemi! Diogenes'in elinde lambasıyla aradığı ilgisiz biriydi..."

//////

"Un etre possédé par une croyance et qui ne chercherait pas a la communiquer aux autres, - est un phénomene étranger a la terre, ou l'obsession du salut rend la vie irrespirable. Regardez autour de vous: partout des larves qui prechent; chaque institution traduit une mission; les mairies ont leur absolu comme les temples; l'administration, avec ses réglements, - métaphysique a l'usage des singes...Tous s'efforcent de remédier a la vie de tous: les mendiants, les incurables meme y aspirent: les trottoirs du monde et les hopitaux débordent de réformateurs. L'envie de devenir source d'événements agit sur chacun comme un désordre mental ou comme une malédiction voulue. La société, - un enfer de sauveurs! Ce qu'y cherchait Diogéne avec sa lanterne, c'était un indifférent..."

Cioran

2 Şubat 2013 Cumartesi

Kötülük Sarmalı

İyilik iyiliği genellikle doğurmuyor.

İyilik yapılan iyiliğe illa ki kendisine iyilik yapan kimseye veya bir başka kişiye iyilik yaparak tepki/cevap vermiyor.

Güdüsel, ve dolayısıyla düşünsel olarak almaya yönelimi olan insanın, davranış örgüsü de bu şekilde şekillenmediğinden, "şeyler" bu şekilde yürümüyor.

Ancak kötülüğü doğuran, hep kötülük oluyor. Kötülüğün kaynağı da, sonucu da kendisi.
Kendisine kötülük yapılan, kendisine kötülük yapandan dahi öte, elde ettiği tecrübe ışığında, diğer kişilere kötülükle insan türünün başlangıcında belki de ilk fiillden başlayarak kurulmuş olan döngünün içine giriyor.

Böyle doğdu ve sürüyor kötülük sarmalı.

"En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından" çıkıyor..