17 Temmuz 2009 Cuma
Acıya Dair
Ve bir kadın konuşarak, bize Acı'dan söz et dedi.
Ve o dedi ki:
Acınız idrakınızı saran kabuğun kırılmasıdır.
Nasıl meyvanın çekirdeği kırılmak zorundaysa, canevinin güneşi görmesi için, siz de acıyı tanımak zorundasınız.
Ve eğer yüreklerinizi yaşamlarınızın gündelik mucizeleri karşısında merak ve hayranlıkla dolu tutabilsediniz, acınız da en az sevinciniz kadar harikulade görünürdü.
Ve yüreğinizin mevsimlerini kabullenirdiniz, tıpkı tarlalarınızdan geçen mevsimleri her zaman kabullendiğiniz gibi.
Ve hüznünüzün kışlarını dinginlikle seyrederdiniz.
Halil Cibran
14 Temmuz 2009 Salı
Lizbon'da Bir Huzursuz
Bir şey kalmaz geride, hiç bir şey. Hiçiz biz.
Biraz güneşte, biraz havada geciktiririz
üzerimize çöken solunamaz karanlığı,
Küçük düşürülen, dayatma altındaki yeryüzünü.
Üreyen, ertelenmiş cesetler,
kararlaştırılmış yasalar, görülmüş heykeller,
Bitirilmiş methiyeler...
Her bir şeyin kendi mezarı vardır.
Bizlerin, bildik bir güneşin kan bağışladığı etin akşamı
oluyorsa
onların neden olmasın.
Öyküyüz biz, öyküler anlatan, başka hiç...
Fernando Pessoa
13 Temmuz 2009 Pazartesi
11 Temmuz 2009 Cumartesi
Adamlar, Adamlar !
"Romen" Diyojen bir gün sokak ortasında, "Adamlar! Adamlar! " diye haykırmaya başladı. Halktan, eşraftan bir kısım insan etrafına toplandı. "Romen" Diyojen, "Ben adamları çağırıyorum!" diyerek sopası ile onları ürküttü.
8 Temmuz 2009 Çarşamba
Elitizm ve Ayrım
Arkadaşım.
Etrafına bak.
Senin üstündeki ve görüntün sana göre daha güzel diye,
Senin paran daha fazla diye,
Senin ailen ve her anlamda senin gibi olduğuna gönülden inandığın, çevren senin o at gözlüklü çerçevende sözde daha üst bir toplumsal ve bireysel statüye sahip diye,
Sen daha iyi bir okulda okuyup da salt bu nedenle kendini daha "eğitimli" zannediyorsun diye,
Senin başkaları üzerinde oluşturduğun menfi etkiler nedeniyle gücünün daha çok olduğunu sanıyor, kendini kudretli ve haşmetli görüyorsun diye,
Sen kendini bir halt zannediyorsun diye,
Sen kendi söylediklerini, konuştuklarını, yaptıklarını daha matah, daha komik, daha önemli zannediyorsun diye,
Sen çakalsın, senin gözün açık diye,
Sen kendince çok birşeyler yaptığını, en doğruyla iştigal ettiğini düşünüyorsun diye,
Senin meşgalenin kendine yine kendi kriterlerine daha fazlasını getiriyor diye,
Sen diğerlerinden çok farklı, özgün ve de özel olduğunu sanıyorsun diye,
Sen çok aktivitede, çok farklı mekanlarda bulundun diye,
Sen kendi kriterlerine göre üstünlük tanıdığın kendin gibilerle aynı çevredesin diye,
Sen dışarıya muhteşem bir imaj veriyorsun ve kendine temelsiz bir biçimde güveniyorsun diye,
Senin ve de çevrenin yaşadığın, bulunduğun, çalıştığın, takıldığın yer madden daha çok değer barındırıyor diye,
Nasıl diğerlerinden üstte oluyor, onları nasıl hor ve hakir görüyor, eziyor, onlarla nasıl maytap geçiyorsun?
Aynaya bak, bir de sokağa çıktığında gördüklerine bak. Seni diğerlerinden ayıran gerçekten nedir?
Sen kimsin? Bütün bunları haklı çıkaracak ne yaptın? Kim olduğunu zannediyorsun? Senin ve benimsediklerinin artıları, kendi kafanda yarattığın bir avuç saçma sapan kriterlere göre çok, ama bunun dışında gerçekten var mıdır ve varsa nedir? Bilincinde ve bilincinin altında bütün bunları oluşturan etmenler nelerdir?
Peki bütün bunlardan sonra sen niye haklısın? Nasıl bunları yapabiliyor ve kendinde ciğer, kalp ve beyin olduğu iddiasında bulunabiliyorsun?
Seni aşağılık elitist seni...
Etrafına bak.
Senin üstündeki ve görüntün sana göre daha güzel diye,
Senin paran daha fazla diye,
Senin ailen ve her anlamda senin gibi olduğuna gönülden inandığın, çevren senin o at gözlüklü çerçevende sözde daha üst bir toplumsal ve bireysel statüye sahip diye,
Sen daha iyi bir okulda okuyup da salt bu nedenle kendini daha "eğitimli" zannediyorsun diye,
Senin başkaları üzerinde oluşturduğun menfi etkiler nedeniyle gücünün daha çok olduğunu sanıyor, kendini kudretli ve haşmetli görüyorsun diye,
Sen kendini bir halt zannediyorsun diye,
Sen kendi söylediklerini, konuştuklarını, yaptıklarını daha matah, daha komik, daha önemli zannediyorsun diye,
Sen çakalsın, senin gözün açık diye,
Sen kendince çok birşeyler yaptığını, en doğruyla iştigal ettiğini düşünüyorsun diye,
Senin meşgalenin kendine yine kendi kriterlerine daha fazlasını getiriyor diye,
Sen diğerlerinden çok farklı, özgün ve de özel olduğunu sanıyorsun diye,
Sen çok aktivitede, çok farklı mekanlarda bulundun diye,
Sen kendi kriterlerine göre üstünlük tanıdığın kendin gibilerle aynı çevredesin diye,
Sen dışarıya muhteşem bir imaj veriyorsun ve kendine temelsiz bir biçimde güveniyorsun diye,
Senin ve de çevrenin yaşadığın, bulunduğun, çalıştığın, takıldığın yer madden daha çok değer barındırıyor diye,
Nasıl diğerlerinden üstte oluyor, onları nasıl hor ve hakir görüyor, eziyor, onlarla nasıl maytap geçiyorsun?
Aynaya bak, bir de sokağa çıktığında gördüklerine bak. Seni diğerlerinden ayıran gerçekten nedir?
Sen kimsin? Bütün bunları haklı çıkaracak ne yaptın? Kim olduğunu zannediyorsun? Senin ve benimsediklerinin artıları, kendi kafanda yarattığın bir avuç saçma sapan kriterlere göre çok, ama bunun dışında gerçekten var mıdır ve varsa nedir? Bilincinde ve bilincinin altında bütün bunları oluşturan etmenler nelerdir?
Peki bütün bunlardan sonra sen niye haklısın? Nasıl bunları yapabiliyor ve kendinde ciğer, kalp ve beyin olduğu iddiasında bulunabiliyorsun?
Seni aşağılık elitist seni...
7 Temmuz 2009 Salı
Gecenin Menüsü - 6
1-Yann Tiersen - Summer 78
2- Radiohead - All I Need
3- Ezgi'nin Günlüğü - Oyun
4- Ricardo Villalobos - Chromosul
5- Sufjan Stevens - Chicago
6- Fahir Atakoğlu - Yeşilada(Kıbrıs Belgeseli)
7- Moloko - Familiar Feeling
8- The Cardigans - War
9- Fairground Attraction - Perfect
10- Beck - Everybody's Gotta Learn Sometimes
2- Radiohead - All I Need
3- Ezgi'nin Günlüğü - Oyun
4- Ricardo Villalobos - Chromosul
5- Sufjan Stevens - Chicago
6- Fahir Atakoğlu - Yeşilada(Kıbrıs Belgeseli)
7- Moloko - Familiar Feeling
8- The Cardigans - War
9- Fairground Attraction - Perfect
10- Beck - Everybody's Gotta Learn Sometimes
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)