Güneşin Zaptı Yakın

Transandantal Dervişler Ocağı'na hoşgeldiniz!
Ekmeğinizi, suyunuzu alın.!
Ve dönmeye başlayın...

Ocağın Temel Kelamı

"Hayat, koordinatları belli olmayan bir alan üzerinde kopartılan patırtıdır; evren ise sara hastalığına tutulmuş geometri..." Cioran

17 Ağustos 2010 Salı

1935 Nüfus Sayımı

Toplam nüfus: 16.158.108
Kadın: 8.221.248
Erkek: 7.936.770
Okuryazarlık oranı: %19,2
Nüfus yoğunluğu: 21 kişi/km2
Kent Nüfusu: 3.802.642 (%23.53)
Köy Nüfusu: 12.355.376 (%76.47)
En büyük şehir nüfusu(İstanbul): 739.171(%4,6)

Evveliyatla 8 sene öncesine nüfusumuz takriben 2,5 milyon kişi artmıştır, bu da totalde %16 civarı bir artışa tekabül etmektedir. Oransala vurulduğunda %2,1'lik bir nüfus artış oranı sözkonusudur.

1935 Sayımı da tıpkı eskisi gibi halihazır nüfusu tespit etmiştir(yurt dışındakiler vs. dahil değildir yani). Kadınların sayısal üstünlüğü sürmektedir.

1935 sayımında doğum yeri gibi yeni ve önemli bir kriter sayıma eklenmiştir. Ayrıca iktisadi kllara göre nüfusun dağılımında %79'luk tarım, %7,8'lik sanayi, %12,3'lük hizmet sektörü parametreleri tarımsal toplumluğu net olarak ortaya koymuştur.

başkent Ankara'nın nüfusu 74.000'den 123.000'e, doğal olarak çıkmıştır ve bunun açık sebebi başkentte meydana gelmekte olan devlet teşkilatlanmasıdır. Ancak o dönem bile en büyük 3. şehir olan ankara'nın nüfusunun 123.000 olması, şehir nüfusunun düşüklüğü konusunda bize bir fikir verebilir. Geçen sayıma göre kent nüfusu artmakla birlikte, oransal olarak düşmüştür, bunu da köy nüfusunun doğurganlığına vermek mümkündür.

Doğum yeri kriteri, göç hareketliliğinin incelenmesine olanak vermiştir. Bunun yanısıra 207.000 kişinin geçen seçimden beri ülkeye göçtüğü anlaşılmıştır, ki bunların büyük kısmının `balkan göçmenleri`nin (önemli bir kısmı ihtiyari olarak) göçen son partisi ve osmanlı sınırlarının ardıl devletler arası bölünmesiyle ortaya çıkan durumdan dolayı göçenler olduğu söylenebilir(suriye-ırak-sscb sınırları, `Batum` vb. yerlerde kalan nüfus vs.)

Ve gelgelelim göç verilerine:

1935 Sayımında bu kriterin eklenmesiyle şehirde oturup da orada doğmayan nüfus, yani göç de saptanmıştır.

İç anadolu, Karadeniz,Akdeniz, İç ege, Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde nüfusun büyük kısmı doğduğu yerde yaşamaktadır. Ancak batı ve doğu anadolu'nun sınır hizasındaki illeri çok önemli ölçüde göç almıştır.

Edirne'de nüfusun %40'ı, Kırklareli'de %48'i, tekirdağ'da %46'sı, İzmir'de %35'i, Bursa'da %26'sı o il sınırlarında doğmamıştır.Bunun sebepleri köyden kente göçün yavaştan başlaması ve tabi ki de türkiye sınırları dışından, on yıllar boyunca(1910'lar-20'ler) balkanlar'ın dört bir köşesinden gelmek zorunda bırakılmış olan balkan göçmenleridir. Istanbul'da da yüzde 40 küsür bir rakam sözkonusudur(Yani kaleiçi muhabbetinizi yemeyeceğiz, haberiniz olsun :)). Enteresan bir veri de ağrı ili bakımından geçerlidir. Ağrı'da da bu rakam %33'tür. Van ve Kars'ta da %20 civarıdır. Bütün bunlar, kanlı savaş döneminin büyük oranda hazırlamış olduğu acı ve zorlu değişikliklerdir..

Hiç yorum yok: