Güneşin Zaptı Yakın

Transandantal Dervişler Ocağı'na hoşgeldiniz!
Ekmeğinizi, suyunuzu alın.!
Ve dönmeye başlayın...

Ocağın Temel Kelamı

"Hayat, koordinatları belli olmayan bir alan üzerinde kopartılan patırtıdır; evren ise sara hastalığına tutulmuş geometri..." Cioran

22 Haziran 2008 Pazar

Rus Milli Takımı ve Rus Futbolu


Turnuva öncesi sürpriz flaş ekip olarak saydığım ekiplerden birisiydi Rus Milli Takımı. İspanya'nın farklı galibiyetinden sonra epey hayal kırıklığına uğradım ve onlara dair umutlarım söndü. Gerçekten çok kötü savunma yaptılar. Hiddink'in tercihlerinin de payı var bunda tabi(tecrübeli, UEFA sahibi, milli takımın gediklisi Ignashevich, veya Berezutskiy kardeşler varken Shirokov seçimi mesela), İspanya'nın oyununun da. İspanya biraz dalga geçmeye, laubalileşmeye başlayınca golü çaktılar.

Bizim spikerler, yorumcular konuşuyordu, yok Rusya genç takım çıkması zor vs. diye sürekli. Genç dedikleri takımın yaş ortalaması 19 değil bir kere. Ve bu takımın oyuncularından çoğu, müthiş Avrupa tecrübesine sahip oyuncular. Evvela, Rus Ligi nedense sıklıkla eziliyor sağda solda. Ancak Rus Ligi muhtemelen karapara aklama gibi amaçlarla da olsa, yağan Rus işadamı sermayeleri sayesinde son 6-7 senede önemli bir seviyeye yükseldi. Avrupa'nın pek çok liginden, ve Güney Amerika'dan pek çok kaliteli oyuncu akın akın buraya gelmeye başladı. O kadar ki, rağbetteki Güney Amerikalı yıldızları almak konusunda Avrupa'daki takımlardan yüksek paralar çıkmazken, Rus darphaneleri dolar basıyordu. Vagner Love,Daniel Carvalho, Fernando Cavenaghi vb. oyuncular bunların örneklerinin sadece bir kısmı. Hatırlayacaksınız, bir dönem de Portekizli akını oldu ve Porto'nun yarısı Rusya'ya gitti. Avrupa futbolunun önemli veteranlarını topladılar. Afrika uluslarının, eski Doğu Bloku ve Yugoslavya'nın pek çok milli oyuncusu dahi Rus Ligi'ne gitti. Bu sırada Rus futbolu, gerek kendi içinden, gerekse Doğu Avrupa'dan önemli yetenekler yetiştirdi. Sadece Ruslar da değil... (Örnek 1: Eski Spartak'lı Nemanja Vidic. Fazla söze gerek yok ; Örnek 2: Slovak oyuncu Thomas Skrtel...Eski Zenit'li stoper, Liverpool'da her maç 11'de oynuyor, Örnek 3: Eski Lokomotif'li Branislav Ivanovic,yeni Chelsea'ye transfer oldu. Vaka 4: Ivica Olic, Hamburg'da toz alıyor eski CSKA'lı). Hala bizimkiler de aşağılarcasına diyor ki, "Rus takımının Ivan Saenko dışında Rus Ligi'nde oynuyor"..Kendi iyi oyuncularına iyi paralar vererek takımlarında tutuyorlar ve yüksek bonservis talep ediyorlar. Ve 2004'te CSKA Moskova, 2008'de de Zenit St. Petersburg UEFA Kupası'nı kazandı. Spartak Moskova, Lokomotiv Moskova, FK Moskova, Dinamo Moskova gibi takımlar da iyi kadrolara sahipler ve Avrupa'da belli bir seviyedeler. Hatta onu geçtim, Rubin Kazan, Krylja Sovetov Samara, Tom Tomsk gibi orta sıra takımları bile büyük paralar harcıyorlar.

Ve bu takımların en iyi Rus oyuncuları milli takımda buluştu. Ayrıca, takım iskeletinin Zenit ve CSKA bazlı olduğunu düşünürsek bu oyuncuların çoğunun Avrupa turnuvaları tecrübesi yüksek seviyede, kupa görmüş, son derece yetenekli oyuncular. Zaten oynama şansı bulan diğer oyuncular da diğer Moskova takımlarından.

Daha bizim yorumcular, spikerler konuşsun dursunlar, "Arshavin bu turnuvada ortaya çıktı" gibisinden..Adam 3-4 senedir ortalığı sallıyor, bu sene de yeterince ortaya çıktı çıkacağı kadar. Zaten bir Avrupa yıldızı olarak geldi turnuvaya. Turnuvanın en iyi sol kulvar performansını veren Yury Zhirkov, veya başarılı kalecilik performansıyla Igor Akinfeev gibi isimler ise CSKA ile zamanında çoktan görücüye çıkmışlardı.

Yunanistan maçında iyilerdi, İsveç maçında "Geliyoruz" dediler ve toparladılar. Ancak kimse Hollanda'yı geçmelerini beklemiyordu...Gerçekten müthiş bir baskı, pres, tempo ve muntazam gol şansları ile Hollanda'yı "rahat yendiler"...

Bir yorum da Roman Pavlyuchenko ile ilgili. İsmini Rus Ligi'nde gol krallığıyla daha evvel duyurmuş olan ve turnuva boyunca bizim güzide yorumcularımızın "Ah, Pogrebnyak olacaktı ki" şeklindeki dolaylı tacizlerine maruz kalan Rus santrforu. Müthiş bir şut yeteneği, her yerden kaleye isabetli ve sert şutlarını füze gibi gönderebiliyor, bunun yanında teknik ve uzun boylu. Boyu 5 cm az olsa, heralde 2 gol daha atacaktı bu turnuvada, zira vuruş gücü fazla geliyor biraz..Kaç defa direğe patlattı, ya da direğin az üstünden dışarı attı. Bir de bütün bu meziyetlerinin yanında, bizim Ümit Karan'da da gördüğümüz(nedense aklıma geldi) kolay pozisyonları değerlendirememe gibi bir özelliği var.

Bu Rus altın jenerasyonu bu turnuvada olduğu gibi iyi teknik direktörlerce yönetilirse başka başarılar görmeye de gebe.

Hiç yorum yok: